KUMLUCA'DAN İNCEBEL'E YÖRÜK KADINI
Gelin Ayşem'in yurdunda taşlar dizek dizek
Ardıç ağacında asılı katıklar kese kese, süzek süzek
Kimler konar, kimler göçer bu dünyadan ah bir bilsek
Zalım felek, yandakiler neye yarar yıkılınca orta direk.
Sarı çiçek, yılan purçak yaz yurdu
Gelin Ayşem'in öz yurdu
Açanda çiçekler hep seni sordu
Gelmeyince sen, sarardı soldu çiçekler
Yaz yurdu oldu da bir güz yurdu.
Göynük yaylasından bir feryat yükselir
Esmahan Kadın bu, yitirdiği yiğitlere seslenir
Duyguları susuz derelerden, dolambaçlı yollardan beslenir
An olur gözyaşları sel olup taşar; an olur yüreğinde gizlenir.
Bu ne feryattır böyle yürekleri dağlar
Gören ağlar, duyan ağlar
Genç gidenlerin ardından
Dağlar ağlar, taşlar ağlar; kurtlar ağlar, kuşlar ağlar.
Erikli Bucak, Kürtlüklü Burun, Gülsüm'ün Yurdu
Belinde olukmaa, elinde kirmen dolandı dolandı durdu
Dağlara taşlara, uçan kuşlara hep O'nu sordu
Giden 18 yaşındaydı çünkü, kabullenmesi zordu.
Karamıklıdır Anamas'ta yurdun hası
Süt helkesi olsa da seklem, doludur kaymak tası
Eksik olmaz anaların gamı, kederi, yası
Nasırlıdır yürekleri, kolay çıkmaz acısı, kiri, pası.
Otlu koyaklar oba oba yurt olur
Kimi göçer gider güz yurduna, kimi yerinde kalır
Saat yerine koca ardıcın gölgesine bakılır
Gölge kısa iken koyun ile keçi, uzun iken inek sağılır
Bunu bilen yörüktür, bilmeyen ise koruk...
Ramazan KARASU
Kazım Dirik Cad. No:3 Yenihan Kat:3/301 Pasaport Konak İZMİR
Tel: 0 232 441 20 92 Cep: 0 533 511 73 46
(2011 HOY-DER Şiir Yarışması İkincisi) |